26 Nisan 2015 Pazar

Soma’daki “Toplumsal Dönüşüm Projesi” Onlarla Hayat Buldu!

Soma İçin Bir Olduk:  Anka Küllerinden Yeniden Doğan bir Kuştur...
Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirdi.
Soma’daki faciada 301 işçimizi kaybettik, olaydan yaklaşık 5 bin çocuk etkilendi. “Benim adım Esma, benim adım Sıla, benim adım Dilara, benim adım Abdurrahman… Biz bir robot yaptık. Grubumuzun adı Anka oldu. Anka küllerinden yeniden doğan bir kuştur.” Bilim Kahramanları Derneği’nin projesiyle çocuklar, bilim ve teknolojiyle meşgul oldular, acılarından biraz uzaklaşıp normal hayata döndüler.
Allianz SomaDA”yı kapsamında, BKD ile yapılan işbirliği sayesinde, Soma çevresinde, olaydan etkilenen 6 ilçedeki 16 okulun, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvasına katılımı sağladı. 34 gönüllü öğretmen, 150’ye yakın öğrencinin oluşturduğu 17 farklı Allianz SomaDA takımını 4 ay boyunca turnuvaya hazırladı. Bu yolla, öğrencilerin normal hayata dönüşü desteklenirken, psikososyal ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması amaçlandı.
Allianz SomaDA”nın bir ayağı da faciadan etkilenen ailelerin çoğunlukta olduğu Dursunbey’deydi. APHB ile yapılan işbirliği sayesinde, Dursunbey’de bir psikososyal destek merkezi açıldı. Çocuklara, yetişkinlere ve gruplara yönelik üç görüşme odası bulunan Dursunbey Psikososyal Destek Merkezi’nin hizmetleri, merkeze uzak bölgelere de ulaştırıldı.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

20 Nisan 2015 Pazartesi

Niçin Demokrasi ?

Hepimizin kendine özgü fikir ve davranış biçimleri vardır. Bu farklılıklar  yaşamın bir parçası olduğu gibi onu zenginleştiren, iyi ya da kötü  dönüştüren bir etkiye sahiptir. Her birimizin farklı bir düşünceye sahip olması bir hak, bir özgürlük sorunudur.  Düşüncelerimiz eleştiriye açık olmakla beraber, bunları ifade etmek her bireyin meşru hakkıdır.

Özgürlük, toplumsal bir canlı olan insanoğlu için sınırsız değildir. Müşterek bir yaşamı paylaşan bireylerden ve onun var ettiği kurumlardan oluşan toplumda, özgürlüklerin sınırı diğer bireylerin özgürlükleri ile sınırlıdır; değilse de olmak zorundadır. Bu sınırların çerçevesi  insanlık tarihi boyunca sosyal ve ekonomik  mücadelelerin sonuçlarına bağlı olarak çizilmiş, çizilmeye devam etmektedir ki bu sınırlar toplum dışında varlığı mümkün olmayan insanın sürekliliğini sağlamakta önemli bir işlev görür.

Toplum içindeki farklılıkların barışçıl bir ortamda sürdürülebilmesi, ancak demokratik bir kişiliğin her birey, bununla birlikte her kurum ve toplumsal grup tarafından özümsenmesinden geçer. Bunun aksi  eylem ve fikirler toplumsal meşruluğu olmayan durumlardır. Böyle bir durum toplumsal bir çatışma ve gerilim durumuna düşülmesine neden olur ki, şu an tüm dünyada olanda maalesef budur.

Özgürlüklerin var olabilmesi için gerekli olan demokrasi, insanoğlunun hem kendi içindeki hem de doğayla olan ilişkilerini, tüm dünyada meşru olarak görülen temel insani değerler çerçevesinde düzenleyebilecek bir mekanizma olarak değer ifade edebilir. Yoksa her toplumsal grubun kendi çıkarları için kullanabileceği, ağzına sakız yapıp  kitleleri aldatıcı bir kavram olarak kullanması beklentimizin tam tersi bir sonuca götürür.

Demokrasi kavgasız, gürültüsüz insani bir yaşam için vazgeçilmez  toplumsal bir mekanizmadır. Bu mekanizmanın işleyişi içerisinde  "kimsenin demokrat olmama gibi bir özgürlüğü yoktur.

6 Nisan 2015 Pazartesi

Mucize (Film)



Mahsun Kırmızıgül'ün Mucize filmini, kendisinin seyrettiğim ilk filmi olması nedeniyle pür dikkat ve birazda heyecanla izledim. Yabancı olmadığımız çoğrafyadan yabancısı olduğumuz bir zaman diliminde geçen bir hikaye olsa da onca yılın çözemediği ve varlığını devam ettirdiği bir yaşam kesiti.

Gerçek bir hikayeden uyarlanmış, Mahsun Kırmızıgül'ünde rol aldığı bu filmde doğanın ve bakir diye bileceğimiz bir köyün görüntüleri bile izlemek için iyi bir neden olabilir. Dram ve mizahın bir arada olduğu film maalesef -eğer ki öyle bir niyeti varsa- gerçeklikleri aktarmada, bireylerin var olabileceğini düşündüğüm ruhsal durumlarını betimlemede başarısız kalmış. Anadilde eğitim sorunu gibi başlı başına bir trajedi ve toplumsal travmayı tamamen es geçip- ki filmin ana gövdesi eğitim üzerine-  60'lı yıllarda bu belkide tek kelime bile Türkçe bilmeyen Kürt köyünde tüm çocukların ve yetişkinlerin şakır şakır Türkçe konuştuğu gibi bir yanılsamayı sunmuş. Filmin başında komedi yapacağım diye tuhaf bir şekilde uzun süren kirli, paslı diş muhabbetiyle karşı karşıya kalışımız; abartılı, çirkin tipler, pek çok sinemacının yaptığı gibi Mahsun'un da doğup ve büyüdüğü bu çoğrafyanın aktarılmasında ve algılanmasında nasıl bir fikirsel ve toplumsal düşünceye sahip olduğunu, yaptığı şeyin ne kadar farkında olduğunu merak ettim.

Filmde sakat Aziz  ve doğa dışında yaşamın gerçekliğine dair pek bir şey bulamadığımı söyleyebilirim. Bir atletizm yarışmasında çıkış için tabancanın ateşlenmesini bekleyen ama bir türlü bunu duyamayıp sürekli çıkış çizgisinde kalan yarışçıların hali gibi bir başlangıç ve bitişi vardı filmin. Filmin ilk başlarında yolsuz ve okulsuz bir köy, "zazaca mı öğreteceksiniz?" diye öğretmene sorulan soru, dağdaki eşkiyalar vs. gibi önümüze çıkan sorunlar üzerinde durulmadan bir kenara bırakılmış... Bunca emeğin karşılığında anlatılan bu hikayeyi daha az bütçeyle herhangi bir yerde yapabilirdiniz. O görkemli dağlarda insanların yaşadıkları trajedi ve zorlukları anlatamadan inmenin, bir cesaretsizliğin ve belki de bilinçli bir manipülasyonun varlığına işaret ettiğini düşünüyorum. Diğer filmlerini seyretmedim ama bu filminde yönetmenin oynadığı roldeki bireyin şaşılığıyla kendisinin hayata bakışı arasındaki ilişki dikkat çekici.

Sakat Aziz rolündeki Mert Turak'ın başarılı bir performans ortaya koyduğu 'Mucize' tüm eksikliklerine rağmen ( sinema tekniği hakkında pek bir bilgim olmadığından o konuda bir şey söyleyemiyorum) güzel görselliği ile boş vaktinizde sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film.