31 Aralık 2016 Cumartesi

Korkarak Yeni Yıla Girmek


Dışarıda ince bir kar yağıyor. Günlerdir, başladı başlayacak denerek, son dakika haberlerinde üzerimize gelen bir felaketmiş gibi bahsediliyordu. Sanki Kalahari çölünde yaşıyoruz da, ömrümüzde hiç kar görmemişiz gibi davranan internet medyasına rağmen huzur verici yağan bir kar. Üstelik 2016 yılının son gününe denk gelerek beyaz yüzünü dünyanın karanlığına inat gösteriyor.

Yılın son gününde bilgisayarın başına oturmuş, yeni yıl için iyi dileklerde bulunmayı düşünüyordum. Birden çok saf olduğumu fark ettim. Yıllardır insanlık adına hangi dileğimiz yeni yılda vuku buldu ki. Çünkü iyi şeyler dileyip kötü şeyler yapan insanlarız biz. 

12 Aralık 2016 Pazartesi

Kaçmak



Nasıl beceriyorsun bunu

sonsuz evrendeki iğne ucu kadar yerin ile 
bunca kötülüğü nasıl var edebildin 


bunu kaldıracak kadar büyük değil ki yüreğim

bir çukur kazıp saklanmaktan başka
yapabileceğim bir şey yok 

derine daha derine
kirletmesin kanın beni
ne sen beni gör ne ben seni duyayım
işte budur kirliliğinde dileğim...







8 Aralık 2016 Perşembe

YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

haydar-colakoglu-yolo-uygulama
Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.
YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.
YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.

7 Aralık 2016 Çarşamba

İftarlık Gazoz

Daha önce konusunu okumadığım, fragmanını izlemediğim bir filmdi İftarlık Gazoz. Evde izleme fırsatı bulduğumda, muhtemelen pek çok izleyici gibi, Cem Yılmaz adına istinaden bir komedi filmi izleyeceğimi düşünmüştüm. Ama şaşkınlık ve beğeniyle, içinde mizahın da eksik olmadığı  bir dram filmiydi izlediğim. 

Senaryosu ve yönetmenliği Yüksel Aksu'ya ait olan bu filmde hem görüntü hem oyunculuk oldukça iyi. Ayrıca ortaya çıkarılan hikaye kaybolmaya yüz tutmuş insancıl bir sıcaklığı, apolitik toplumun siyaseten şaşkınlığını, iradenin inanç üzerindeki etkisini gözlerimizin önüne seriyor. 


Film hakkında geniş bilgi için : http://www.beyazperde.com/filmler/film-230878/





2 Kasım 2016 Çarşamba

Alay Etmek Suç mu?



    Toplumumuzda, insanların eksiklikleri, davranışları, hastalık ve özürleriyle dalga geçmek, bunları alay konusu yapmak oldukça yaygın bir davranış.(çocukların da yetişkinlerden öğrendiği bir durum) Sadece bireysel değil kültürel ve etnik farklılıklardan dolayı da bir aşağılamanın, hatta şiddetin hedefi olunabilmekte. Örneğin bir kişinin burnu büyük, başı kel, tipi kayık, kötürüm vs. denip güç getirilebilse karşısında, getirilemezse arkasından gülünmesi, alay edilmesi, çekiştirilmesi ya da bir toplumun diline, kültürüne kast edilmesi, edene destek olunması, doğaya ve canlılara zarar verilmesi bu olumsuz durumun örneklerini oluşturmakta.

11 Ekim 2016 Salı

Meme Kanseri Riskinizi Azaltın

İnsanlığın başına musallat olmuş olan, daha doğrusu doğaya ve hayata karşı duruşu nedeniyle kendine musallat ettiği en öldürücü, yıpratıcı hastalıklardan biri olan Kanser korkutucu yüzünü arttırarak göstermeye devam ediyor. Bilgilendirmeler, araştırmalar, denenen yeni tedavi yöntemleri, alınan tedbirler derken yıllar geçiyor ve biz bu illetten kurtulamadığımız gibi, doğasıyla, toplumuyla tüm dünyayı yaşam tarzımızla kanserleştiriyoruz.

Kendimize bahşettiğimiz bu kanser türlerinden biri daha çok kadınlarda görülen Meme Kanseridir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda en sık rastlanan türdür. Pek çok hastalıkta olduğu gibi erken teşhis çok önemli. Hastalığın yayılmadan teşhisiyle uygulanan tedaviler %96'lık bir başarıyla meme kanserine karşı hastayı yaşamda tutabiliyor. Bu nedenle tüm dünyada Ekim ayı Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı olarak kabul edilerek eğitim ve taramalarla değerlendirilmesi amaçlanıyor.

5 Ekim 2016 Çarşamba

Hayata ve Topluma Karşı Cehalet


Dünyadaki bilgi her geçen gün kat be kat artarak fazlalaşıyor. Elde edilen tüm bu bilgileri birey olarak kafamızda tutmamız mümkün değil. Kendi alanımızla alakalı, gerektiği kadarını bilmek yeterli oluyor. Bu maddi dünyaya ilişkin bilgi sadece teknolojik ilerlemeyi değil toplumsal yaşamın dizaynında da önemli bir etken. Ama toplumsal yaşama, düşüncelere, davranışlara müdahalede nesnelere dair bilgiden çok toplumsal bilgi asıl etkeni oluşturuyor. Hayata ve topluma karşı cehalet işte bu bilginin eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu çoban-sürü ilişkisine neden olan bir eksiklik. Bu yüzden bizler savaşlar, felaketler, ölümlerle karşılaşınca bunların başımıza neden geldiğini anlayamıyor, "ne olacak bu dünyanın hali" diye soruyoruz. Çünkü bilmiyoruz ve bir avuç insanın, milyarlarca insanı nasıl olup kendi istemleri doğrultusunda yönlendirebildiğine akıl sır erdiremiyoruz, erdiremediğimiz gibi pek çoğumuz bunun farkında bile olamıyor.

4 Ekim 2016 Salı

Hava Kirliliği Alzheimer’ı Tetikliyor

Hava kirliliğinin çevreye ve insan sağlığına zararları saymakla bitmiyor. Yeni bir araştırma, duman ve havayı kirleten diğer maddelerin, çağımızın en korkutucu hastalıklarından biri kabul edilen ve dünyada milyonlarca insanı etkileyen Alzheimer’ı tetiklediğini ortaya koydu. Bilim dünyası, aşamalı hafıza kaybına yol açan Alzheimer hastalığının sırrını tam olarak çözmüş değil. Ancak yaş, genel sağlık, genetik ve çevre gibi etkenlerin hastalığın oluşmasında önemli bir rol oynadığı düşünülüyor.

3 Ekim 2016 Pazartesi

Nobel Tıp Ödülü 2016

Bu yılki Nobel Tıp Ödülü sahibini buldu. Tokyo Teknoloji Enstitüsü profösörlerinden Japon Yoshinori Ohsumi İsveç'in başkenti Stockholm'deki Nobel Komitesi tarafından Kanser ve parkinson gibi hastalıkların daha iyi anlaşılmasını sağlayan hücre çalışmaları nedeniyle bu ödüle laik görüldü. 

Nobel onurunun yanı sıra 8 milyon İsveç  Kronu'nun da sahibi olan 71 yaşındaki Japon biliminsanı "otofaji" adı verilen hücrelerdeki bir süreç üzerine yaptığı araştırmalarla tanınıyordu. Ohsumi araştırmaları ile hücresel bileşenleri ayrıştıran ve geri dönüştüren temel bir süreç olan otofajinin altında yatan mekanizmaları keşfedip açığa kavuşturdu.

23 Eylül 2016 Cuma

Edebiyat'ın İstanbul Hali

   Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali

   Sekiz yıldır kesintisiz devam eden Uluslararası İstanbul Şiir Festivali, dokuzuncu yılında şiir, öykü, roman ve çocuk edebiyatıyla İstanbul'da düzenleniyor.
   Türkiye’yle birlikte toplamda 20 farklı ülkeden gelen şair ve yazar, 28 Eylül-2 Ekim 2016 tarihleri arasında İstanbul’un çeşitli mekânlarında dinleti ve söyleşi gibi etkinliklere katılacak. Festivalin açılışı 28 Eylül 2016 Çarşamba günü saat 19.30’da Pera Palas’ta (Pera Palace Hotel) olacak.

16 Eylül 2016 Cuma

Bay Blanc / Roman Graf

Dünya dönüp, hayat soluk alıp vermelerimiz arasında akıp giderken biz yaşlanıp, tükeniyoruz. Mutlak sonun ayırdında olmadan gereksiz ayrıntılar içinde ya da yersiz korkuların zayıflığında kaçırdıklarımızın pişmanlığı yakamıza yapışabiliyor.

Pek çok ödül almış İsviçreli yazar Roman Graf'ın ilk romanı olan bu eserde güvenli, stabil ve rahat bir yaşam içerisinde kendini sınırlamış pimpirikli bir adamın risk almaktan, maceraya atılmaktan korkan kişiliğinin adım adım mutsuzluğa ve pişmanlığa giden hikayesi anlatılmış. Hayatına girmiş üç önemli kadının etkisinde hem kendini hem de İsviçre gibi zengin, güvenli ve kurallara bağlı bir ülkenin insani soğukluğunu sorguluyor.

10 Eylül 2016 Cumartesi

Karanehir'in Kızları (Öykü)

       Ağaçlarla çevrili bahçelerin içindeki tek katlı evlerin bir tepenin eteklerine serpilmişcesine durduğu köyün üzerinde, bahçelerdeki yemişlere göz koymuş alaca kargalar dolaşıyordu; keyifli ötüşlerine bakılırsa köylülerin medet umduğu korkuluklardan pek ürkmemişlerdi. Bir kaç köpek yolun kenarındaki gölgeliklere umarsızca uzanmış, öğle sıcağının ıssızlığındaki tozlu yolda hızla yürüyen kızı izliyordu. Genç kız basmadan desenli fistanı, çiçekli şalvarı ve omuzuna attığı küçük heybesi ile köye can veren Karanehir'e doğru gidiyordu. Uzun kumral saçlarını zapturapt altına almak için iki örgü yapmıştı. Yürüdükçe örgüleri bir saat sarkacı gibi düzenli olarak sağa sola salınıyordu. Derenin üzerindeki köprüden geçerken onu tanımayanlar yeşile çalan ela gözlerinin alttaki suyun rengini yansıttığını sanabilirdi. Ama köydeki herkes bilirdi ki, Ayşe'nin gözleri tüm kızların içinde en güzeliydi ve rengi yeşile çalan elaydı; Karanehir gibi...

9 Ağustos 2016 Salı

Sapiens / Yuval Noah Harari

Şuan, yaşadıklarımızla geldiğimiz nokta insanlık olarak diğer toplum kesimleri, halklar ve farklı kültürlerle olan kopukluğumuzdur.. Yüksek duvarların ayırdığı zihinlerimizle diğer insanlara şüphe ve korkuyla bakıyor, zaman zaman birbirimizi yok etmeye varan şiddeti kullanabiliyoruz. Kültürel farklar, insanlar arası aşılamayacak engellermiş gibi bir düşünce ve davranış moduna girmişiz. Oysa hepimiz aynı türe aitiz ve yeterince geriye gidildiğinde şu veya bu kişiyle ortak bir ataya yaşamımızı borçluyuz.

Bizi birbirimizden farklılaştıran  tüm sosyo-kültürel  ayrımlar yapaydır ve hepimizin sonsuz evrende bir iğne ucu büyüklüğünde yer kaplayan dünyada yaşayan milyonlarca canlı türünden biri olduğumuz gerçekliğini gizliyor ya da yok sayıyor. Genel olarak yaşam içerisinde kendimize  sormamız gereken "kimim ben ?"  ve  "İnsan nasıl var oldu?" gibi insanlığımıza ait soruları es geçiyoruz. Oysa ilk sormamız  ve cevabın peşinde ısrarla  koşmamızı gereken sorular bunlar.

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Bırakın Sessizce Uyusunlar


Dünyadaki varlığımız için şükür etmemiz istenir; nefes alıp, iki lokma ekmek kursağımızdan geçtiği için şanslı olduğumuz düşünülür. Bizi doğurup bu dünyada nefes almamıza neden olan ebeveynlerimize ve onlarla birlikte, yarattıkları 'güzel' dünyada yaşamamız için gereken ortamı sağlayan tüm büyüklerimize, devletimize ve hepsinin üstünde Yüce Yaratan'a bu nedenden dolayı hürmet etmek boynumuzun borcudur.

30 Temmuz 2016 Cumartesi

Yaşar Kemal Ne Güzel Yazmış !


"Ben sevgiden, sevinçten söz açmak istemez miyim, delice, çılgınca, içim taşa taşa, bir sevinçten söz açmak istemez miyim? Ben sevinçli adamım. Bu dünya böyle olmasa, böyle kara, karanlık olmasa, ben sevinçten taşar coşardım. Yaradılışım karanlıktan çok aydınlığa, acıdan çok sevince... Ne çare, ne çare ki sevinmek gelmiyor elimden...

28 Temmuz 2016 Perşembe

Ah Taksim Vah Taksim


Uzun yıllardan sonra, zor zamanların tedirginliğinde, bir özlem giderme gezisiydi benimki. Bir darbe girişiminin ardından demokrasi nöbetlerinin, bayrak tutkusunun ve polis kalabalığının hakimiyetindeki Taksim Meydanı'nın ve İstiklal Caddesi'nin zihnimde kalan imgeleminden oldukça farklılaştığını fark ettim. Cadde boyunca lüks mağazalar çoğalmış; kafeler, kitapçılar, barlar, tarihi mekanlar, kültür ve sanat kurumları ise göz önünden çekilmeye başlamış... İstanbul'un alelade alışveriş caddelerinden birine dönüşüyor İstiklal. Sanat ve kitap kokulu; özgürlüğün kısmende olsa tadılabildiği uçuk kaçık bir mekan olmaktan çıkmak üzere. 

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Sizin Babanız İyi Biri mi?.. Ya Anneniz?

Kasten adam öldürmekten hüküm giymiş babalarını ceza evinde ziyaret eden ikiz kızlar babalarının suçsuzluğudan emin, parmaklıkların ardından göz yaşı döküyorlardı. Kendilerine şefkatle sarmalayan ellerin silah tutabileceğine, bir kötülüğün öznesi olabileceğine inanmak istemiyorlardı. 

Hemen yanlarındaki görüş kabininde, yaşlı bir kadın da karşısındaki, canından bir parça olan oğlu için aynı şeyleri düşünüyordu. Arada kendisini üzse bile arkadaş kurbanı, iftiraya uğramış pırıl pırıl bir gençti oğlu. Ya diğerleri... Kader mahkumuydu onlar.

8 Temmuz 2016 Cuma

Müzik Bizi Niçin Ağlatır?

Müzik güçlü bir şeydir. Bizi duyguların geniş yelpazesinde gezdirir... Hiç ağlamak amacıyla hüzünlü, duygusal bir şarkı dinlediniz mi? Sanırım pek çoğumuz bunu yapmıştır. Peki, neden bunu kendimize yapıyoruz?

Müzik acılarımızı yaşayabileceğimiz bir oda gibidir. Bizler, insan olarak, çoğunlukla acılarımızı bastırma eğilimindeyizdir. Hüzünlü bir şarkı bu bastırılmış acıları gün yüzüne çıkarabilecek etkiye sahiptir. Ağlayarak bu duyguları tam olarak yaşar, tedavi edici bir deneyim sonucu bu acılarla daha iyi baş edebiliriz. 

22 Haziran 2016 Çarşamba

Akıllı Telefonlar Ve Uyku

Yatakta küçük biri varsa ve sonunda kendinize bir kaç dakika ayırıp, gece geç saatlerde Facebook'ta gezinmeyi isterseniz, yalnız değilsiniz.

Yoğun bir uğraşı olan çocuk bakımı ve ev işleri özellikle kadın için arada nefes alacağı, kendine vakit ayırabileceği zamanları oldukça fazla kısıtlar. Bu nedenle, evde küçük bir bebekle meşgul pek çok ebeveyn için facebook, twiter vs. sosyaleşmeye çalıştıkları sanal alemde neler olup bittiğine bakmak, son dedikoduları takip etmek, bir kaç fotoğrafa göz atmak ya da bir kaç satır okumak için ancak gece yatak öncesi tek şans olabilmekte. Fakat bu durum uyku üzerinde nasıl bir etkiye neden olmakta?

13 Haziran 2016 Pazartesi

Su Çiçeği Nedir? Nedenleri Belirtisi ve Tedavisi


Su çiçeği, vücutta oluşan kırmızı kaşıntılı lekelerin su dolu kabarcıklara dönüşüp, ardından kabuk bağlayarak düşmesiyle sonlanan, yaygın bir çocukluk hastalığıdır. Ateşle seyreden bu kabarcıklar, bazılarında bir kaç noktada oluşurken, bazılarında tüm vücudu kaplar. Sıklıkla 10 yaş altı çocuklarda görülen, varicella zoster isimli bir virüsün neden olduğu bu hastalık yuvalarda ve okullarda hızla yayılabiliyor. Benzer belirtileri nedeniyle kızamık hastalığı ile de karıştırılabilmekte. 

26 Mayıs 2016 Perşembe

Hayat Pencereler Bütünüdür

Bazen oturduğumuz evin arka tarafındaki tenhalığı, düzensizliği, karanlığı görmemek için buradaki pencere ve perdeleri sıkı sıkıya kapatırız; aydınlık, hareketli ve daha yaşamsal bulduğumuz ön taraftaki pencereye yöneliriz; sırtımızı döndüklerimiz görülmez ve duyulmaz olunca, yokmuş gibi davranabiliriz. 

10 Mayıs 2016 Salı

Sulak Bir Gezegenden Öyküler / Sargun A. Tont

Daha önce Tübitak tarafından basılan ancak pek çok sorgulayıcı bilimsel eser gibi bir kenara atılan Sargun Ali Tont'un 'Sulak Bir Gezegenden Öyküler' isimli kitabı şimdi Kırmızı Kedi Yayınları'nın Popüler Bilim Dizisi'nden tekrar okuyucunun karşısına çıkıyor.

Deniz Ekolojisi uzmanı olan akademisyen Sargun Ali Tont bu kitabında klasik bir ekoloji irdelemesi yerine daha kapsayıcı bir şekilde, etik ve estetik boyutlarıyla ele alıyor ekolojiyi. Pek çok ekolojik sorunsalı masaya yatırıp, çözümler sunuyor; sıkmadan, kırmadan.


Kırmızı Kedi Yayınları
İstanbul,2016
272 sayfa


27 Nisan 2016 Çarşamba

2015 Yılının En Güzel Parası Seçildi

Hayatımızın en sıcak nesnesi olan, cebimizi ısıtıp, zihnimizi yönlendiren çeşit çeşit kağıt para arasından yenilikçi güvenlik ve sanatsal kriterler göz önüne alınarak 2015 yılının en iyi banknotu seçilmiş.

Uluslararası Banknot Derneği (IBNS) tarafından geçtiğimiz yıl Dünya çapında basılan 20 ülkeden 3 düzine yeni banknot arasından yapılan seçimde Yeni Zelanda'nın 5 Doları ipi göğüsleyen kağıt para olmayı başarmış.

24 Nisan 2016 Pazar

Kaybolan / Hans Ulrich Treichel


Her savaşın insanlığa yaşattığı devasa bir acı ve yıkım vardır. Bu kan kırmızı zamanlardan kalan travmalar yıllar boyu bireylerin, toplumların  peşini bırakmaz; küçük bir engelle ya da bir problemle karşılaşmaya görsün insan, travmanın ağırlığıyla anında tökezler, hatta boylu boyunca uzanır karanlıklara.

Savaşın karanlıklarında yitip giden canların yanında kaderi bilinmeyen kayboluşlarda yaşanır çokça. Belki de en zoru budur; çünkü ölüm unutulan bir acı, kayboluş ise sürekli yaşanan ve ancak ölümle dinen bir yürek ağrısıdır.

15 Nisan 2016 Cuma

İnsanlık Kanıyor

Dünya'nın neredeyse her köşesinde, insanoğlunun akıl sır ermeyen doyumsuz istek ve arzularının cehaletle birleşerek neden olduğu kör şiddet, varlığını sistemli bir şekilde güçlendirerek sürdürüyor. Teknoloji çağında, iletişim kanallarının oldukça geliştiği bu dönemde hiç kimsenin görmezden gelemeyeceği büyük acılar ve trajediler bir tiyatro sahnesindeymiş gibi gözlerimizin önünde sergilenmekte; her zamanki çirkinliği, pervasızlığı ve ahlaksızlığıyla. 

13 Nisan 2016 Çarşamba

Devir / Ece Temelkuran

Her ülkenin olağanüstü, tarihi dönemleri vardır. Ülkemizdeki son durum da, bu tarihi ve olağanüstü dönemlerden birini yaşadığımıza işaret ediyor; acı, vahşet, ahlaksızlık ve ahmaklıkla bezeli; geleceğimizi göremediğimiz, huzursuz ve patırtılı bir dönem. Kendimizi hangi yana atarsak atalım, hangi deliğe girersek girelim, hangi mevkide olursak olalım saklanamadığımız, kaçamadığımız bir huzursuzluk, endişe ve korkunun pençesindeyiz... Bazılarının çoktan, sessiz sedasız ölümcül pençelerin hedefi olduğunu ve olmaya devam ettiğini görmek istemezsek de, sıradakinin kim olacağını bilememenin ruh haliyle pek sağlıklı değiliz.

7 Nisan 2016 Perşembe

İklim Değişikliği

Acımasız bir toplumsal yaşam içerisindeki insanlığın doğaya verdiği hasarın, neden olduğu değişimlerin sonuçta yine kendisine zarar verecek bir geri dönüşe neden olduğu aşikar. Bireysel ve anlık çıkarlara feda edilen doğa ve çevrenin, çocuklarımız nezdinde gelecekte çok daha büyük sıkıntılara ve acılara neden olacağı bir gerçek.

İklim değişikliği de bu önemli ekolojik sorunlardan biri olarak karşımızda duruyor. Küresel olarak kendini hissettiren bu sorunla ilgili "Ekolojik Enerji" ajandasındaki aşağıdaki kısa metin genel bir bilgi olarak faydalı olacaktır.

2 Nisan 2016 Cumartesi

Kızartmalık Atık Yağların Çevreye Zararını Biliyor muyuz?

Çevreyi kirleten insan kaynaklı pek çok olgu bulunmakta. Bunlardan biri, geri dönüşümü ile elde edilen gelirin de etkisiyle, zaman zaman televizyon ve medyada konu olan, ev ve restoranlarda kullanılan kızartmalık yağlar. Bu yağların atıklarının ciddi sorunlara neden olduğu tüm çevreci kuruluşlar tarafından kabul ediliyor. 

Ekolojik Enerji isimli bir firmanın 2016 tarihli ajandasındaki metin, bu zararları çarpıcı bir biçimde özetlemiş:

29 Şubat 2016 Pazartesi

Yaşar Kemal'i Saygıyla Anıyoruz



İnsan yeryüzünde bedeni kadar değil, yüreği kadar yer kaplar... Y.Kemal                                                             





Ölümünün 1. Yılında Saygı, Sevgi ve Minnetle anıyoruz



Yaşar Kemal / Anadolu bin çiçekli bir kültür bahçesidir


27 Şubat 2016 Cumartesi

Zorlu Zamanlar


Artık hiç bir şey eskisi gibi değil; hiç bir zaman olmadığı gibi...Her sabah, kötü zamanların karanlığına uyanıyoruz. Benzin döküp harladığımız alevlerin yakan ısısını biz de hissetmeye başladık iyiden iyiye. Kuşatarak bizi, adım adım güvenli barınaklarımıza yaklaştığından şüphe yok kan kırmızı alevlerin; içimizdeki vurdum duymazlıktan, kötülükten, bencillikten ve ahmaklığımızdan alıyor yakıtını... 

1 Şubat 2016 Pazartesi

Öteki Ben / Dostoyevski

Hayatın ağırlığı altında, toplumsal kalıplar ve yönlendirmeler içinde güç getiremediğimiz, ses veremediğimiz; arzularımızı, isteklerimizi, düşüncelerimizi istediğimiz şekilde ifade edemediğimiz zamanlar vardır. Bu, yaşam içerisinde herkesin kişilik şekillenişine göre az ya da çok yaşadığı bir süreçtir...

Bu zamanlarda içimizde, yapamadıklarımızı  yapmaya hazır bir "öteki ben" ortaya çıkabiliyor. Yaşadığımız çelişkilerin şiddetine bağlı olarak kâh içimizden ses veren, kâh bilincimizde ete kemiğe bürünüp deliliğimize eşlik eden bir "öteki ben" ile karşı karşıya kalabiliyoruz.

13 Ocak 2016 Çarşamba

Hidrojen Bombası ve İnsanlık

Dünya'yı tümden yok edecek silahlara, bombalara sahip devletler bir seferde daha çok insan öldürüp, daha çok tahribat yapacak yeni silahlar üretme peşindeler. Büyük bir silahlanma yarışının içinde bir birlerine üstünlük kurarak sömürü ve egemenlik alanlarını koruma ya da genişletme sevdasındalar... Ve en korkutucusu da, bu silahları kullanacak zihniyete, ahlaka sahip olmaları. Zaten kullanmıyacaklarsa niye üretsinler ki?...Sınırsız bir sahip olma, hükmetme güdüsüne sahip olan egemen zihniyet ve bu zihniyetin sahibi bir avuç insan iktidarlarını, sömürü güçlerini kaybetmemek ve daha da fazlasını elde etmek için büyük çoğunluğun aleyhine her türlü çılgınlığı yapmaktan çekinmeyeceklerini geçmiş ve bugün göstermekte.

7 Ocak 2016 Perşembe

Yılın Dış Çekim Fotoğrafçısı Yarışması


Fotoğrafçılık ve fotoğraf hayatın farklı kesitlerini etkileyici bir şekilde, duygu yoğunluğu yüksek bir karede anlatma yeteneğidir bence. Bu nedenle bir sanattır ve bunu icra eden büyük ustalara sahiptir.

İnsana ve doğaya dair olduğundan dünyada oldukça ilgi çeken fotoğrafçılık, sık sık prestijli yarışmalarla gündeme gelmekte. Bu yarışmalardan biri olan ve İngiltere'de düzenlenen "Yılın Dış Çekim Fotoğrafçısı (OPOTY)" yarışmasında sekiz kategoride birinciler belli olurken, yarışmanın genel birincisi 13 Şubat'ta açıklanacak.

4 Ocak 2016 Pazartesi

Marslı / The Martian (Film)

Marslı, 2015 yılının son günlerinde seyretme şansı bulduğum kaliteli bir bilimkurgu filmi. Gerek insanoğlunun evrenin varlığı, gelişimi ve geleceğine yönelik bilimsel merakı, gerek dünyamızı talan eden bir sistemin sebebi belli   uzaya açılma hırsı ve arzusuyla motive olan uzay araştırmalarının edebiyata ve beyaz perdeye yansımalarını her zaman görebiliyoruz. Mars'a insanlı bir yolculuğun hazırlıklarının yapıldığı bu süreçte "Marslı" filmi de bu kızıl gezegende nelerle karşılaşılabileceği ile ilgili ipuçları sunarken, iyi bir görsellikle gerilim ve heyecan düzeyi yüksek bir film keyfi sunuyor.