İnsanlık Kanıyor

Dünya'nın neredeyse her köşesinde, insanoğlunun akıl sır ermeyen doyumsuz istek ve arzularının cehaletle birleşerek neden olduğu kör şiddet, varlığını sistemli bir şekilde güçlendirerek sürdürüyor. Teknoloji çağında, iletişim kanallarının oldukça geliştiği bu dönemde hiç kimsenin görmezden gelemeyeceği büyük acılar ve trajediler bir tiyatro sahnesindeymiş gibi gözlerimizin önünde sergilenmekte; her zamanki çirkinliği, pervasızlığı ve ahlaksızlığıyla. 

Tüm bu yaşananlara karşın, aynı canlı türünün mensupları olarak, yapay ayrışmaların fanatizminde ölüm ve acılar karşısında ayrımcılık, eşitsizlik ve vicdansızlık yaparak insanlığımızı kanatıyoruz. Örneğin hayat o kadar batı merkezli olmuş ki ölümleri de, acıları da, sevinç ve mutlulukları da dünyanın diğer bölgesinde yaşayan insanlardan daha dikkate değer, daha önemli, daha yaşamsal görülebiliyor. 

Akıl ve vicdan bütünlüğünün olmadığı insanlığın geldiği bu nokta şaşırtıcı olmasa da, kabul edilemez bir durum... Arzular, ihtiyaçlar, zevkler ve acılar konusunda eşit bir yaşanırlılık potansiyeline sahip olan insanların eşitlikçi olmayan sosyoekonomik bir düzen içerisinde yaşamasıdır bunca sıkıntının, didişmenin ve acının nedeni. Ve unutmamalıyız ki, kulaklarımızı efendilik peşinde koşanların yalanlarına açıp ,gözlerimizi kardeşliğimize kapattığımız sürece acıların çocuğu olmaktan kurtulamayacağız...