23 Eylül 2016 Cuma

Edebiyat'ın İstanbul Hali

   Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali

   Sekiz yıldır kesintisiz devam eden Uluslararası İstanbul Şiir Festivali, dokuzuncu yılında şiir, öykü, roman ve çocuk edebiyatıyla İstanbul'da düzenleniyor.
   Türkiye’yle birlikte toplamda 20 farklı ülkeden gelen şair ve yazar, 28 Eylül-2 Ekim 2016 tarihleri arasında İstanbul’un çeşitli mekânlarında dinleti ve söyleşi gibi etkinliklere katılacak. Festivalin açılışı 28 Eylül 2016 Çarşamba günü saat 19.30’da Pera Palas’ta (Pera Palace Hotel) olacak.

16 Eylül 2016 Cuma

Bay Blanc / Roman Graf

Dünya dönüp, hayat soluk alıp vermelerimiz arasında akıp giderken biz yaşlanıp, tükeniyoruz. Mutlak sonun ayırdında olmadan gereksiz ayrıntılar içinde ya da yersiz korkuların zayıflığında kaçırdıklarımızın pişmanlığı yakamıza yapışabiliyor.

Pek çok ödül almış İsviçreli yazar Roman Graf'ın ilk romanı olan bu eserde güvenli, stabil ve rahat bir yaşam içerisinde kendini sınırlamış pimpirikli bir adamın risk almaktan, maceraya atılmaktan korkan kişiliğinin adım adım mutsuzluğa ve pişmanlığa giden hikayesi anlatılmış. Hayatına girmiş üç önemli kadının etkisinde hem kendini hem de İsviçre gibi zengin, güvenli ve kurallara bağlı bir ülkenin insani soğukluğunu sorguluyor.

10 Eylül 2016 Cumartesi

Karanehir'in Kızları (Öykü)

       Ağaçlarla çevrili bahçelerin içindeki tek katlı evlerin bir tepenin eteklerine serpilmişcesine durduğu köyün üzerinde, bahçelerdeki yemişlere göz koymuş alaca kargalar dolaşıyordu; keyifli ötüşlerine bakılırsa köylülerin medet umduğu korkuluklardan pek ürkmemişlerdi. Bir kaç köpek yolun kenarındaki gölgeliklere umarsızca uzanmış, öğle sıcağının ıssızlığındaki tozlu yolda hızla yürüyen kızı izliyordu. Genç kız basmadan desenli fistanı, çiçekli şalvarı ve omuzuna attığı küçük heybesi ile köye can veren Karanehir'e doğru gidiyordu. Uzun kumral saçlarını zapturapt altına almak için iki örgü yapmıştı. Yürüdükçe örgüleri bir saat sarkacı gibi düzenli olarak sağa sola salınıyordu. Derenin üzerindeki köprüden geçerken onu tanımayanlar yeşile çalan ela gözlerinin alttaki suyun rengini yansıttığını sanabilirdi. Ama köydeki herkes bilirdi ki, Ayşe'nin gözleri tüm kızların içinde en güzeliydi ve rengi yeşile çalan elaydı; Karanehir gibi...