28 Mayıs 2015 Perşembe

Sağlıklı Yaşamın Formülü

Hayatı sağlıksız yaşadığımızı düşündüğümüz ve bunu bir korku olarak içselleştirdiğimizden dolayı bazı arayışlara giriyor; daha sağlıklı ve uzun bir ömür için formüller peşinde koşuyoruz. Atalarımızdan bize ulaşmış, yeni keşfedilen ya da bize uzak, isimlerini anmanın bile iyileştirici etkisi varmış gibi bahsettiğimiz egzotik topraklardan gelen yöntemleri kullanmaya çalışıyoruz. Nasıl ki, günaha bulaşmışların edecekleri bir kaç duayla aklanacaklarını düşündükleri gibi bizde kendi ellerimizle hazırladığımız, her şeye rağmen irade gösteremeyip yarattığımız sağlıksız ortamların ortaya çıkardığı sonuçları, bu yöntemlerle telafi edebileceğimizi düşünüyoruz.

Bitkisel karışımlar, ilaçlar; spor ya da yoga tarzı fiziksel aktiviteler; psikolojik seanslar bu arzu ettiğimiz sağlığa, uzun ömre kavuşmamız için imkanlar dahilinde uygulamaya çalıştığımız şeyler. (Tabi ki bu durum açlıkla imtihan edilen insanlarımızın gündemi değil. Hayatlarını devam ettirmelerinin bile zor olduğu yaşamlarında sağlıklı ve zinde bir yaşam kaygıları olamayacağı ortada.)

Tüm bu uygulamaların amacımıza ulaşmada bir etkisi var mı? Ya da ne kadarı işe yarar, ne kadarının umut taciri tüccarların yönlendirmesi olduğu bilim insanlarının bize açıklayabileceği bir durum. Benim fikrim, tüm bu uygulamaların ancak sınırlı bir etkisi olabileceği yönündedir. Çünkü insanın doğayla ve kendi türüyle olan dengesiz ilişkisi, özünden kopuşu, tüketim çılgınlığına kapılmış olması, gölgesi karabasan gibi üzerimize düşen kentlerdeki yaşantısı hem bu sorunun temelini, hem de çözülebilmesi önündeki engeli oluşturmakta. Doğa içerisinde evrimleşmiş ve ona bağlı bedenimizin doğaya karşı yarattığımız sistemimizde sorun çıkarmamasını beklemek sanırım biraz saflık olur. Peşinde koştuğumuz ya da koşmak zorunda bırakıldığımız maddi kazanımlar gerçekte bizi ne kadar mutlu edecekse kullandığımız bu yöntemlerde bizi ancak o kadar sağlıklı kılacaktır.

Peki ne yapmalı? Bunu bir kader gibi görüp, yaşamımızı bu sistemin ellerinde hastalıklı bir şekilde devam ederek, bu sağlıksız yaşam tarzını çocuklarımızla birlikte geleceğe mi taşıyacağız? Bunu hiç birimizin arzu etmeyeceği ortada.

Bu nedenle, doğanın bir parçası olduğumuzu unutmamalı, insanı ve tüm doğayı sevebilmeliyiz. Bunun önünde engel teşkil eden bireysel çıkar ve arzularımıza gem vurmaya çalışmalı; bize tüketmeyi, hem zihinsel hem de fiziki köleleşmeyi dayatan bu sisteme karşı önce zihinsel bir arınma sonrada doğru siyasal kanallarla mücadele etmeliyiz. Kendimiz, çocuklarımız ve tüm doğa için ancak bu şekilde sağlıklı bir yaşama ulaşabiliriz.








Bumerang - Yazarkafe

2 yorum:

  1. Bedenimizi dinleyerek, doğal yaşamı tercih ederek en doğrusunu yaparız. Güzel ve çok açıdan ele alınmış yazı. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı seçeneklerdeki Anonim sekmesine tıklayarak kayıt olmadan yapabilirsiniz..